6 Haziran 2010 Pazar

E o zaman ben de yazarım

Yazmaktan oldu bitti çok haz alırım, ama birçok kişi gibi sadece kendime yazarım. Zaman zaman düşüncelerimi, yazılarımı bi blog'a yazmaya niyetlenmiş olsam da, bu sadece düşüncede kaldı, gerisi hiç gelmedi. Bu zamana kadar pek bir mana göremedim düşüncelerimi tanımadığım bir sürü insanın okuyabileceği bir ortamda kaydetmeyi, e peki ne oldu da fikrimi değiştirdim?

İnternetin derinliklerine giren bir insan değilimdir, işim görürüm, download'umu yaparım face'e 2 göz atarım o kadar, dolayısıyla internetin çöplük kısmıyla pek yüzgöz olmam. Fakat bazen birşeyi ararken çöplere rastlıyorum. Çöplük olarak nitelediğim alanların birçoğunu ise anlamsız bloglar kapsıyor. İnsanların amaç gütmeksizin, özen göstermeksizin çok ama çok boş şeyler yazdığını farkediyorum. Uzunca bir süre bu yazıları yazanları içimden yerdim, ve aptal olarak niteledim. Ve bir gün şöyle düşündüm, niye yeriyorum ki? tamam belki aptal olabilirler, belki aktif olarak çalışan 4 tane nöronları olabilir, ama istediklerini yazmaya hakları var, bu onları rahatlatıyor olmalı bir şekilde, veya kendilerini bir nebze önemli hissetmelerini sağlıyor.

Bu kadar kalitesiz yazılar varken benim birşeyler yazmamın kalite ortalaması üzerine pek de bir etkisi olmayacağını farkettim ve yıllardır yeltendiğim şeyi yapmaya karar verdim, belki kaliteli olur belki de çöplükte kendime güzel bir yer bulurum, ama en azından yazıları yazdığım kağıtların dolayısıyla düşüncelerimin çöpe gitmesini engellemiş olurum.